Vajinit Yakınmaları Olan 15-49 Yaş Arasındaki Suriyeli M�lteci Kadınlarda
Trichomonas vaginalis Sıklığının Araştırılması*
Investigation of the Prevalence of Trichomonas vaginalis Among Female
Syrian Refugees with the Complaints of Vaginitis Aged Between 15-49 Years
Nebiye YENT�R DONİ1, Mustafa AKSOY2, Zeynep ŞİMŞEK3, G�lcan G�RSES1, Neşe G�l HİLALİ4,
Fadile YILDIZ ZEYREK5, Behire �ZEK5, G�khan YILDIRIMKAYA6
1 Harran �niversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Y�ksekokulu, Tıbbi Laboratuvar Programı, Tıbbi Mikrobiyoloji, Şanlıurfa.
1 Harran University Vocational School of Health Services, Medical Laboratory Programme, Medical Microbiology,
Sanliurfa, Turkey.
2 Harran �niversitesi Tıp Fak�ltesi, Deri ve Z�hrevi Hastalıkları Anabilim Dalı, Şanlıurfa.
2 Harran University Faculty of Medicine, Department of Dermatology, Sanliurfa, Turkey.
3 Harran �niversitesi Tıp Fak�ltesi, Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Şanlıurfa.
3 Harran University Faculty of Medicine, Department of Public Health, Sanliurfa, Turkey.
4 Harran �niversitesi Tıp Fak�ltesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Şanlıurfa.
4 Harran University Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology, Sanliurfa, Turkey.
5 Harran �niversitesi Tıp Fak�ltesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Şanlıurfa.
5 Harran University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Sanliurfa, Turkey.
6 Birleşmiş Milletler N�fus Fonu, Ankara.
6 United Nations Population Fund, Ankara, Turkey.
* Bu �alışmanın bir b�l�m�, 3. Ulusal Klinik Mikrobiyoloji Kongresi (18-22 Kasım 2015, Antalya)'nde poster bildiri olarak sunulmuştur.
�Z
Suriye i� savaşının başladığı 2011 yılından itibaren, T�rkiye'nin uyguladığı a�ık kapı politikası ve sınırın genişliği nedeniyle T�rkiye'ye bir�ok Suriyeli sığınmacı g�� etmiştir. T�rkiye'ye sığınan m�lteci sayısının 2015 yılı sonunda 2.5 milyon olduğu tahmin edilmektedir. Şanlıurfa, Suriye'ye en uzun sınırı bulunan bir şehir olması nedeniyle �ok fazla sayıda m�lteci akımına uğramaktadır. Trichomonas vaginalis, viral etkenlerin dışında, cinsel yolla bulaşan etkenler arasında en sık g�r�len parazittir. Bu �alışmanın amacı, Şanlıurfa'da şehir merkezinde, kamp dışında yaşayan, vajinit yakınmaları olan, 15-49 yaş arasındaki evli Suriyeli m�lteci kadınlarda T.vaginalis sıklığının araştırılmasıdır. Harran �niversitesi ve Birleşmiş Milletler Fonu ortaklığında �ok ama�lı kesitsel araştırma niteliğinde y�r�t�len "Suriyeli Kadınlarda Genel Sağlık Durumu" araştırması i�in Harran �niversitesi'nden Etik Kurul onayı alınmıştır. Olasılıklı k�me �rnekleme y�nteminin kullanıldığı �alışmada, %95 g�ven d�zeyi, %5 g�ven aralığı esas alınarak minimum 460 haneye ulaşılması planlanmıştır. İki kadın araştırmaya katılmayı reddetmiş olup, yanıtlama hızı %99.6'dır. Şubat-Mart 2015 tarihlerinde yapılan saha �alışmasında, iki Suriyeli hemşire, bir laborant ve Arap�a/K�rt�e bilen bir kişi g�rev almıştır. Veri toplamak i�in, sosyodemografik değişkenlerin yer aldığı anket formu, Arap�aya �evrilerek kullanılmış ve y�z y�ze g�r�şme y�ntemi uygulanmıştır. Anket verilerine g�re, vajinal akıntı, anormal kanama ve/veya ağrılı cinsel ilişki yakınmaları olan kadınlar, muayene i�in Harran �niversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine davet edilmiştir. Jinekolojik muayene sırasında, arka forniksten alınan s�r�nt� �rnekleri, direkt mikroskopi ve Giemsa boyama y�ntemleriyle T.vaginalis trofozoitlerinin varlığı y�n�nden incelenmiştir. Anket araştırmasına katılan 458 kadından 232'si (%50.6) vajinit yakınmalarının olduğunu bildirmiş; buna g�re semptomlu ve gebe olmayan 157 kadın hastaneye davet edilmiş, ancak sadece 89'u (%56.7) muayeneyi kabul etmiştir. Bu 89 kadının (yaş ortalaması: 31.6 � 8.7 yıl) muayenesi sırasında alınan s�r�nt� �rneklerinden 19'unda (%21.3) direkt mikroskobik inceleme ile, 32'sinde (%36) ise Giemsa boyama y�ntemiyle T.vaginalis varlığı saptanmıştır. Muayene edilen kadınların %56.2'sine (50/89) klinik olarak vajinit tanısı konmuş; T.vaginalis pozitifliği ile klinik olarak vajinit tanısı alan ve almayan olgular arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p< 0.001). �alışmamızın verileri, Suriyeli m�lteci kadınlarda saptanan T.vaginalis prevalansının (%36), toplumumuz genelinde saptanan oranlardan (%3-13) y�ksek, ancak riskli davranışları olan gruplardaki (seks iş�ileri) oranlara (%40) yakın olduğunu g�stermiştir. Sonu� olarak, m�ltecilere y�nelik sağlık taramalarının ve g�venli cinsel yaşam konusunda yapılacak sağlık eğitimlerinin, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların �nlenmesinde yararlı olacağı kanısına varılmıştır.
Anahtar s�zc�kler: Trichomonas vaginalis; prevalans; Suriyeli m�lteci; direkt mikroskopi; Giemsa boyama.
ABSTRACT
Since the Syrian civil war began in 2011, most of the Syrian refugees have immigrated to Turkey due to its open gate policy and the width of the border. By the end of 2015, it was estimated that there were 2.5 million Syrian refugees in Turkey. Many of the Syrian refugees live in Sanliurfa due to its location on the border with Syria. Trichomonas vaginalis, apart from viral agents is the most common parasite among sexually transmitted infection agents. The aim of this study was to determine the prevalence of T.vaginalis among female married Syrian refugees living outside of the camps in Sanliurfa city center, aged between 15-49 years with complaints of vaginitis. This multi-purpose survey was carried out between February and March of 2015, in collaboration with the United Nations Population Fund and Harran University. This study was approved under the heading of "General Health Status of Female Syrian Refugees" by the Ethics Committee of Harran University Faculty of Medicine. A total of 460 Syrian refugees house were selected using the probability cluster sampling method, with a 95% confidence level and a 5% confidence interval with a design effect. Two women refused to participate in the study, and the response rate was 99.6%. Two Syrian nurses, one laboratory technician, and one interpreter who knew Kurdish and Arabic were hired for the field survey. A structured questionnaire written in Turkish was translated to Arabic and used to collect the sociodemographic data during face to face interviews. According to the questionnaire data, the women with the complaints of vaginal discharge, unusual vaginal bleeding and/or dyspareunia were invited to the Gynecology Department of Harran University Research and Training Hospital for a medical examination. During gynecological examination, swab samples obtained from posterior fornix were evaluated by direct microscopy and Giemsa staining methods for the presence of T.vaginalis trophozoites. Of 458 women who have participated the questionnaire survey, 232 (50.6%) have declared that they had vaginitis complaints. Accordingly, 157 symptomatic and non-pregnant women were invited to the hospital, however only 89 (56.7%) accepted the invitation. T.vaginalis infection was detected in 19 (21.3%) by direct microscopy, and in 32 (36%) by Giemsa staining of the samples taken during the examination of those 89 women (mean age: 31.6 � 8.7 years). In the gynecological examination, 56.2% (50/89) of the women were clinically diagnosed as vaginitis. A statistically significant association was detected between T.vaginalis positivity and the cases with or without the clinical vaginitis diagnosis (p< 0.001). Our data indicated that the prevalence of T.vaginalis (36%) detected in the female Syrian refugees is higher than the prevalence (3-13%) of our general population, but it is close to the prevalence (40%) in groups with risky behaviors (sex workers). In conclusion, health screening studies and health educations about safe sex life for Syrian refugees would be useful in the prevention of sexually transmitted diseases.
Keywords: Trichomonas vaginalis; Syrian refugee; prevalence; direct microscopy; Giemsa stain.
Geliş Tarihi (Received): 24.06.2016 - Kabul Ediliş Tarihi (Accepted): 16.09.2016
GİRİŞ
Kam�ılı bir protozoon olan Trichomonas vaginalis'in neden olduğu trikomoniyaz, viral ve bakteriyel etkenlerin dışında, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar (CYBE) arasında en sık g�r�lenidir. D�nya Sağlık �rg�t� (DS�) verilerine g�re 2008 yılında, t�m d�nyada, Chlamydia trachomatis, Neisseria gonorrhoeae, Treponema pallidum ve T.vaginalis ile enfekte 15-49 yaş arası, 498.9 milyon yeni olgunun olduğu; bunların da 276.4 milyonunun T.vaginalis ile enfekte olduğu belirtilmektedir1. Avrupa'daki toplam 46.8 milyon CYBE olgusundan 22.6 milyonunun; Doğu Akdeniz B�lgesi'ndeki 26.4 milyon olgudan 20.2 milyonunun ve G�neydoğu Asya B�lgesi'ndeki 78.5 milyon olgudan 42.9 milyonunun T.vaginalis ile enfekte olduğu tahmin edilmektedir1. Trikomoniyazın kadınlarda, altta yatan fakt�rler varlığında, infertilite, inflamatuvar pelvik hastalık ve servikal kanser riskinde artışa; gebelerde �reme fonksiyon bozuklukları, erken membran r�pt�r�, d�ş�k doğum ağırlığı ve neonatal enfeksiyonlara neden olduğu bildirilmektedir2-6. �oğunlukla cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklardan biri olarak kabul edilen T.vaginalis enfeksiyonlarının, son zamanlarda sosyoekonomik durum ve yaşam koşullarının k�t�leşmesi, k�yden şehirlere ve savaş nedeniyle başka �lkelere g��lerin artması ve cinsel aktivitenin erken yaşta başlaması gibi nedenlere bağlı olarak artış g�sterdiği bildirilmektedir7.
2011 yılında başlayan Suriye i� savaşından sonra, Suriye ile sınır komşusu olan Şanlıurfa ilinde, Haziran 2016 itibarıyla, 291.631'i şehir merkezindeki �eşitli mahallelerde olmak �zere, toplam 401.050 Suriyeli m�ltecinin yaşadığı bildirilmektedir8. L�bnan, �rd�n, Irak ve T�rkiye'ye sığınan m�lteciler ile ilgili yapılan �alışmalar, m�ltecilerin yerleştikleri şehir merkezlerinde yaşanan kira artışları, işg�c� �cretlerinin d�şmesi, �ok eşli evliliklerin ortaya �ıkması, seks iş�iliğinin artması ve erken yaşta evliliklere maruz kalınması gibi ekonomik ve sosyal etkilerin yaşandığını ortaya koymuştur9. Bu bilgiler doğrultusunda, bu �alışmada, Şanlıurfa şehir merkezinde yaşayan ve vajinal akıntısı olan, evli, 15-49 yaşları arasındaki Suriyeli m�lteci kadınlarda T.vaginalis sıklığının araştırması ama�lanmıştır.
HASTALAR ve Y�NTEM
Harran �niversitesi ve Birleşmiş Milletler Fonu ortaklığında, �ok ama�lı kesitsel araştırma niteliğinde y�r�t�len "Suriyeli Kadınlarda Genel Sağlık Durumu" araştırması i�in Harran �niversitesi'nden Etik Kurul kararı alındı. Olasılıklı k�me �rnekleme y�nteminin kullanıldığı bu �alışmada, %95 g�ven d�zeyi ve %5 g�ven aralığında, k�meden kaynaklanan desen etkisi esas alınarak minimum 460 haneye ulaşılması planlandı.
Şubat-Mart 2015 tarihlerinde yapılan saha �alışmasında, iki Suriyeli hemşire, bir laborant ve Arap�a/K�rt�e bilen bir kişi g�rev aldı. Veri toplamak i�in, sosyodemografik değişkenlerin yer aldığı anket formu Arap�aya �evrilerek kullanıldı. İki kadın ankete katılmayı reddetti, yanıtlama hızı %99.6 olarak hesaplandı. Y�z y�ze g�r�şme y�nteminin kullanıldığı araştırmada, 15-49 yaş arasındaki 458 evli kadının 232'si (%50.6), k�t� kokulu vajinal akıntı, anormal kanama ve ağrılı cinsel ilişki gibi semptomlarının olduğunu bildirdi. Daha sonra, semptom bildiren ve gebe olmayan kadınlar telefonla aranarak Harran �niversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Polikliniğine davet edildi. Muayene i�in davet edilen kadınların %56.7'si (89/157) muayeneye gelmeyi kabul etti. Olgular, araştırmacılar tarafından sağlanan servis aracıyla muayene i�in hastaneye ulaştırıldı. Olguların muayeneleri, kadın-doğum uzmanı tarafından yapıldı ve vajinit tanısı klinik olarak değerlendirildi.
�rnekleme amacıyla, spekulum ile yapılan jinekolojik muayene sırasında, arka forniksten steril ek�vyon �ubuğuyla iki s�r�nt� �rneği alındı. �rnekler, 1 ml serum fizyolojik i�eren steril t�plere konularak en kısa s�rede laboratuvara ulaştırıldı. Direkt mikroskobik incelemede, bir damla �rnek lam �zerine konularak lamelle kapatıldı ve hazırlanan preparat T.vaginalis'in hareketli trofozoitleri ve �l� organizmaları a�ısından 10X ve 40X objektifle ışık mikroskobunda incelendi. Poliklinikte lama alınan diğer s�r�nt� �rneği ise, metil alkol ile tespit edildikten sonra 1:10 sulandırımda hazırlanan Giemsa boyası ile boyandı; havada kurutuldu ve 100X objektifle ışık mikroskobunda incelendi.
Veri girişi ve analizlerde SPSS 11.5 (SPSS Inc., ABD) istatistik programı kullanıldı. Tanımlayıcı istatistiklerden y�zde dağılımı, ortalama, standart sapma; ilişki analizinde ise ki-kare testi uygulandı. Analiz sonucu p< 0.05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
BULGULAR
�alışmamızda, anket araştırmasına katılan 15-49 yaş arasındaki 458 Suriyeli m�lteci kadının sosyodemografik �zellikleri ve vajinit �yk�leri Tablo I'de verilmiştir. Kadınların ailelerindeki birey sayısının 2-27 arasında değiştiği (ortalama: 10 � 4.9) tespit edilmiş; yaklaşık �� kadından biri ailede 11 ve �zerinde kişi olduğunu bildirmiştir. Suriyeli m�lteci kadınlardan %15.1'inin hi� okula gitmediği belirlenmiş; okula devam s�resi ortalama 8.4 � 35 yıl olarak bulunmuştur. M�lteci kadınların %93.4'�, eşin kazandığı paranın ihtiya�larını karşılamadığını ifade etmiştir (Tablo I). Vajinit �yk�s� ile yaş grubu, eğitim d�zeyi ve ailedeki kişi sayısı arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmamış (p> 0.05); buna karşın barınma sorunu ve d�ş�k kazan� arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p< 0.05) (Tablo I).
Muayene olmak �zere hastaneye davet edilen 157 kadından 89'u (%56.7) muayeneye gelmeyi kabul etmiştir. Bu kadınların yaş ortalaması 31.6 � 8.7 yıldır. Muayene edilen kadınların %56.2'sine (50/89) klinik olarak vajinit tanısı konmuş ve tanılarına g�re tedavileri başlanmıştır. Olguların 32'sinde (%36) Giemsa boyama y�ntemiyle T.vaginalis varlığı saptanmıştır (Şekil 1). Direkt mikroskobik incelemede ise pozitifliğin saptandığı olgu sayısı 19 (%21.3)'dur. T.vaginalis pozitifliği ile klinik olarak vajinit tanısı alan ve almayan olgular arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmuştur (p< 0.05) (Tablo II).
TARTIŞMA
Trikomoniyaz, cinsel yaşamın aktif olduğu d�nemlerde kadınlarda yaygın olarak g�r�len ve genellikle vajinit ile seyreden bir enfeksiyondur10,11. Trikomoniyazın tanısında sıklıkla direkt mikroskobik inceleme ve Giemsa, akridin oranj, floresan boyama, Papanicolaou ve Diff-Quik boyalarının kullanıldığı �eşitli boyama y�ntemleri, k�lt�r, ELISA, lateks agl�tinasyon ve molek�ler teknikler kullanılmaktadır12-15. Tanıda direkt mikroskopi y�nteminin, basit, hızlı ve ucuz olması gibi avantajları vardır; ancak alınan �rneğin hemen incelenemediği durumunda, parazitin hareket ve kam�ılarını kaybetmesi ve morfolojisinin bozulması �nemli bir dezavantajıdır12. Tanıda kullanılan diğer y�ntem olan Giemsa ile boyalı preparatların incelenmesinde ise, y�ntemin başarısının, uygulayıcının yeterlilik ve becerisine bağlı olduğu ifade edilmekte15, ayrıca santrif�j sonrası hazırlanan �rneklerde �zg�ll�k ve duyarlılığın, sırasıyla %99.7 ve %100'e ulaştığı16 bildirilmektedir. Bizim �alışmamızda, T.vaginalis tanısında, direkt mikroskobik inceleme ve Giemsa boyama y�ntemi kullanılmış; bu y�ntemlerle olguların sırasıyla %21.3 (19/89) ve %36 (32/89)'sında pozitiflik saptanmıştır. Bu sonu�, Giemsa boyama y�nteminin daha y�ksek duyarlılığa sahip olduğunu desteklemektedir.�
Yapılan literat�r taramasında, ulaşılabildiği kadarıyla, doğurganlık �ağındaki Suriyeli m�lteci kadınlarda T.vaginalis prevalansının araştırıldığı bir �alışmaya rastlanmamıştır. Dolayısıyla �alışmamız, bu konudaki ilk araştırma olma �zelliğini taşımaktadır. �alışmamızın saha aşamasında, Şubat-Mart 2015 tarihleri arasında, se�ilen hanelere ulaşılarak, y�z y�ze g�r�şme y�ntemiyle 458 kadına anket uygulanmış, bunların 232'sinde (%50.8) vajinit ile ilişkili yakınmalar tespit edilmiştir. Daha sonra, yakınmaları olan ve gebe olmayan 157 kadın hastaneye davet edilmiş, ancak sadece 89'u (%56.7) muayene olmayı kabul etmiştir. Sonu�ta, �rnek alınabilen 89 kadının 32'sinde (%36) T.vajinalis pozitifliği saptanmıştır.
T�rkiye'nin �eşitli b�lgelerinde ve farklı gruplarda yapılan �alışmalarda, direkt mikroskopi veya Giemsa boyama y�ntemiyle saptanan T.vaginalis pozitiflik oranlarının %3 ile %42.4 arasında değiştiği g�r�lmektedir10,12,17-23. Jinekoloji polikliniklerine vajinal akıntı ve vajinit yakınmalarıyla başvuran kadınlarda T.vaginalis prevalansı %4 ile %13 arasında değişirken19,20,23,24, bu oranlar hayat kadınları ve konsomatrislerden alınan �rneklerde i�in %40'ın �zerine �ıkmaktadır21,22. Bizim �alışmamızda, Suriyeli m�lteci kadınlarda saptanan oran (%36), toplum genelinde saptanan oranlardan (≤ %13) y�ksek olup, riskli davranışları olan gruplardaki oranlara (≥ %40) benzerlik g�stermektedir. Bu durum, m�lteci kadınların, Suriye i� savaşı sonrası zorunlu g��e maruz kalmalarına, T.vaginalis'in indirekt bulaşına yol a�an k�t� hijyenik koşullarda (tuvalet ve banyonun olmaması, vb) yaşamalarına ya da olağandışı şartların neden olduğu cinsel yaşam değişikliklerine bağlı olabilir7. Nitekim yapılan anket sonucuna g�re, vajinit �yk�s� ile barınma ve kazan� sorunları arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır (p< 0.05) (Tablo I).
Muayene olmayı kabul eden 89 kadının, kadın-doğum uzmanı tarafından yapılan muayeneleri sonucu, 50'sine (%56.2) klinik olarak vajinit tanısı konmuştur. Klinik vajinit tanısı alan hastalarda T.vaginalis pozitifliğinin istatistiksel olarak anlamlı d�zeyde y�ksek olduğu belirlenmiştir (p= 0.001) (Tablo II).
Sonu� olarak �alışmamızda, Suriyeli m�lteci kadınlar arasında T.vaginalis prevalansının y�ksek olduğu saptanmış; m�ltecilere y�nelik sağlık taramalarının ve g�venli cinsel yaşam konusunda yapılacak sağlık eğitimlerinin, CYBE'nin �nlenmesinde yararlı olacağı kanısına varılmıştır.
TEŞEKK�R
�alışmanın �n hazırlık aşamasında bilgisine başvurduğumuz Yrd. Do�. Dr. �lk� KARAMAN'a teşekk�rlerimizi sunarız.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Yrd. Do�. Dr. Nebiye Yent�r Doni,
Harran �niversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Y�ksekokulu,
Tıbbi Laboratuvar Programı, Tıbbi Mikrobiyoloji B�l�m�,
Yenişehir Kamp�s�, 63050 Şanlıurfa, T�rkiye.�
Tel (Phone): +90 414 318 3212,
E-posta (E-mail): n_doni@hotmail.com