İstanbul’da İki Merkeze ait Prevotella Türlerinin Gradiyent Test Yöntemiyle
Belirlenen Antimikrobiyal İlaç Duyarlılığı
Antimicrobial Susceptibility Profiles of Prevotella Species Determined by Gradient
Test Method in Two Centers in Istanbul
Nurver ÜLGER TOPRAK1, Öncü AKGÜL1, Güven KÜLEKÇİ2, Güner SÖYLETİR1
1Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul.
1Marmara University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Istanbul, Turkey.
2İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, Mikrobiyoloji Bilim Dalı, İstanbul.
2Istanbul University Faculty of Dentistry, Department of Microbiology, Istanbul, Turkey.
*Bu çalışma, ”The 14th Biennal Congress of the Anaerobe Society of the Americas“ Kongresi (9-12 Temmuz 2018, Amerika Birleşik Devletleri)’nde bildiri olarak sunulmuş ve kısmen ESCMID Anaerop Enfeksiyonlar Çalışma Grubu (ESGAI)’nun sağladığı araştırma bursuyla desteklenmiştir.
Makale Atıfı:Ülger Toprak N, Akgül Ö, Külekçi G, Söyletir G. İstanbul’da iki merkeze ait Prevotella türlerinin gradiyent test yöntemiyle belirlenen antimikrobiyal ilaç duyarlılığı. Mikrobiyol Bul 2020;54(2):246-256.
ÖZ
Prevotella türleri, insan mikrobiyotasının üyeleri arasında yer alan zorunlu anaerop gram-negatif basillerdir. Bu bakteriler çoğunlukla ağızda olmak üzere, lokal veya sistemik fırsatçı enfeksiyonlara neden olabilir. Prevotella türleri arasında bazı antimikrobiyal ilaçlara karşı önemli direnç artışı tespit edilmiştir. Direnç oranları, enfeksiyon kaynaklarına ve coğrafi bölgelere göre farklılık göstermektedir. Türkiye’de Prevotella türlerinin antimikrobiyal ilaçlara duyarlılıklarıyla ilgili bilgi sınırlıdır. Bu bakterilerin antimikrobiyal ilaçlara duyarlılık verilerinin sağlanması, etkili ampirik tedavi için çok önemlidir. Bu çalışmada, Türkiye’de iki merkezden toplanan, Prevotella izolatlarının 12 antimikrobiyal ilaca karşı duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Ocak 2014-Aralık 2017 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji ve İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Mikrobiyolojisi Laboratuvarlarında, çeşitli klinik örneklerden izole edilen toplam 118 Prevotella izolatı çalışılmıştır. İzolatlar, MALDI-TOF MS sistemi ve 16S rRNA gen bölgesi dizi analiziyle tanımlanmıştır. Gradiyent test yöntemi (E-test; bioMerieux, Fransa) ile ampisilin, ampisilin-sulbaktam, piperasilin-tazobaktam, sefoksitin, meropenem, imipenem, klindamisin, eritromisin, tetrasiklin, tigesiklin, moksifloksasin ve metronidazol antimikrobiyal ilaçların minimum inhibitör konsantrasyonu değerleri belirlenmiş ve ”European Committee on Antimicrobial Susceptibility Testing“, ”Clinical and Laboratory Standards Institute“ ve ”Food and Drug Administration“ tarafından önerilen rehberlere göre değerlendirilmiştir. On üç farklı Prevotella türü tanımlanmış olup en sık tür Prevotella bivia ve Prevotella nigrescens türleri (n= 21) saptanmış, bunları Prevotella buccae (n= 19) izlemiştir. Prevotella izolatlarının tamamı piperasilin-tazobaktam, sefoksitin, meropenem, imipenem ve tigesikline duyarlı bulunmuştur. Toplamda izolatların 2 (%1.7)’sinde metronidazole direnç, 1 (%0.8)’inde ise ampisilin-sulbaktama orta direnç saptanmıştır. İzolatların ampisilin, klindamisin, tetrasiklin ve moksifloksasine direnç oranları ise sırasıyla %57.6, %36.4, %18 ve %16.3 olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, piperasilin-tazobaktam, sefoksitin ve tigesiklinin, Prevotella türlerinde yüksek in vitro aktiviteye sahip olup ampirik tedavide seçilebilecek uygun antimikrobiyal ilaçlar oldukları görülmüştür. İmipenem ve meropenem yüksek etkili bulunmalarına rağmen, karbapenemler tedavide potansiyel olarak dirençli diğer mikroorganizmaların eşlik ettiği ciddi seyirli polimikrobiyal enfeksiyonlarda tercih edilmelidir. Ampisilin-sulbaktam ve metronidazole direnç ise duyarlılık paternlerinin periyodik olarak izlenmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Ampisilin, klindamisin, tetrasiklin ve moksifloksasine direnç oranlarının yüksek olması, bu antimikrobiyal ilaçların antimikrobiyal duyarlılık testi yapılmadan enfeksiyon tedavisinde kullanılmaması gerektiğini göstermektedir.
Anahtar kelimeler: Prevotella; antimikrobiyal duyarlılık; gradiyent test; MALDI-TOF MS; 16S rRNA geni.
ABSTRACT
Prevotella species, being members of the human microbiota, are obligate anaerobic gram-negative bacteria. These organisms may cause opportunistic infections, including specific oral infections, local or systemic infections. A significant increase of resistance to some antimicrobials has been detected among Prevotella species. The frequency of resistance vary among isolates from different infection sources and between geographic locations. The knowledge about the antimicrobial susceptibility patterns of different Prevotella species is limited in Turkey. Providing the antimicrobial susceptibility data of these bacteria is very important for effective empirical treatment. In this study, we aimed to determine susceptibility data for 12 antimicrobial agents against Prevotella strains originating from human infections, collected in two centers in Turkey. A total of 118 Prevotella strains, isolated from different clinical samples in Marmara University Faculty of Medicine Medical Microbiology and Istanbul University Faculty of Dentistry Oral Microbiology Laboratories between January 2014-December 2017, were tested. Organisms were identified by using MALDI-TOF MS and by 16S rRNA gene sequencing. Minimal inhibitor concentrations of ampicillin, ampicillin-sulbactam, piperacillin-tazobactam, cefoxitin, meropenem, imipenem, clindamycin, tetracycline, tigecycline, moxifloxacin and metronidazole were determined using gradiyent test methodology (E-test; bioMerieux, France) and the European Committee on Antimicrobial Susceptibility Testing, Clinical and Laboratory Standards Institute and Food and Drug Administration guidelines were used for interpretation. Thirteen different Prevotella species were identified, Prevotella bivia and Prevotella nigrescens were the most prevalent species (n= 21) followed by Prevotella buccae (n= 19). All Prevotella strains were susceptible to piperacillin-tazobactam, cefoxitin, meropenem, imipenem and tigecycline. A total of 2 (1.7%) isolates were resistant to metronidazole and 1 (0.8%) isolate was intermediately resistant to ampicillin/sulbactam. The frequency of resistant isolates against ampicillin, clindamycin, tetracycline and moxifloxacin were 57.6%, 36.4%, 18% and 16.3%, respectively. In conclusion, piperacillin/tazobactam, cefoxitin, and tigecycline displayed high in vitro activity against Prevotella spp. and they all remained good candidates for empiric therapy. Imipenem and meropenem were also found to be very active, but the usage of carbapenems should be reserved for serious mixed infections, potentially accompanied by other resistant organisms. Intermediate resistance to ampicillin-sulbactam and the resistance against metronidazole emphasized the need of periodic monitoring of their susceptibility patterns. The high rates of non-susceptibility to ampicillin, clindamycin, tetracycline and moxifloxacin indicated that these antimicrobials should not be used for treatment of infections without prior antimicrobial susceptibility testing.
Keywords:Prevotella; antimicrobial susceptibility; gradient test; MALDI-TOF MS; 16S rRNA gene.
Geliş Tarihi (Received): 17.11.2019 - Kabul Ediliş Tarihi (Accepted):19.02.2020
GİRİŞ
Normalde ağız, sindirim sistemi ve vajen mikrobiyotalarının önemli bir kısmını oluşturan Prevotella türleri, fırsatçı enfeksiyonlara yol açabilmektedir. Prevotella, gingivitis, periodontitis gibi diş ve dişeti hastalıklarına, apse, genital bölge veya sistemik enfeksiyonlara neden olabilmektedir. Enfeksiyonların şiddeti Prevotella türlerine göre farklılık göstermekte olup ciddi seyirli enfeksiyonlara neden olabilmekte ve ölümle sonuçlanabilmektedir[1].
Zorunlu anaerop gram-negatif bir basil olan Prevotella cinsi içerisinde şimdiye kadar tanımlanmış 50 tür bulunmaktadır (http://www.bacterio.net/prevotella.html). Ancak bu bakterileri geleneksel yöntemlerle tür düzeyinde tanımlamak pek mümkün olamamaktadır. Günümüzde “matrix-assisted laser desorption/ionization time of flight, mass spectrophotometry (MALDI-TOF MS)” gibi otomatize tanımlama sistemlerinin kullanılması, bakterilerin 16S rRNA bölgesinin dizi analiziyle Prevotella türleri hızlı ve doğru biçimde tanımlanabilmektedir[2].
Üretilmeleri yoğun emek, özel koşul ve laboratuvar düzenekleri gerektiren anaerop bakterilerin kültürü ve antimikrobiyal ilaçlara duyarlılıkları gerek dünyada gerekse ülkemizde çok az merkezde yapılmaktadır. Anaerop enfeksiyon şüphesi durumunda genellikle ampirik tedavi uygulanmaktadır. Ancak anaerop bakterilerde antimikrobiyal ilaçlara artan oranda direnç gelişmesi nedeniyle, ampirik tedavide yetersizlikler görülebilmektedir. Direnç oranının antimikrobiyal ilaçların çeşidine ve bakterilerin türüne göre farklılık gösterdiği bilinmektedir. Bu bağlamda tedavinin başarılı olabilmesi için, etken mikroorganizmanın doğru tanımlanması ve antimikrobiyal direnç profilinin belirlenmesi gerekmektedir[3].
Anaerop bakterilerin duyarlılıklarını belirlemede “Clinical and Laboratory Standards Institute (CLSI)” tarafından önerilen agar dilüsyon yöntemi, zahmetli olması ve uygulamanın pratik olmaması nedeniyle rutin laboratuvarda kullanılmamaktadır[4]. Bu yöntemin belirli zaman dilimlerinde yapılarak, antimikrobiyal ilaçlara direnç gelişiminin izlendiği sürveyans çalışmalarında kullanılmasının daha uygun olduğu kabul edilmiştir. Enfeksiyon etkeni anaerop bakterilerin antimikrobiyal duyarlılıklarının saptanmasında, agar dilüsyon yöntemine alternatif olarak “Food and Drug Administration (FDA)” tarafından da kabul edilen gradiyent test yöntemi kullanılabilmektedir[5].
Bu çalışmada, çeşitli hasta örneklerinden üretilen patojen Prevotella izolatlarının tür düzeyinde tanımlanması, bu izolatların anaerop bakterilere karşı etkinliğe sahip antimikrobiyal ilaçlara olan duyarlılık durumlarının gradiyent test yöntemiyle belirlenmesi amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
Bu çalışma, Marmara Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu onayı ile gerçekleştirildi (Tarih: 01.09.2013 ve Karar no: 09.2013.0248).
Bakteri İzolatları
Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine başvuran hastalardan Ocak 2014-Aralık 2017 tarihleri arasında izole edilen Prevotella türleri çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya alınan klinik örnekler, Diş Hekimliği Fakültesi Periodontoloji Kliniğinden (n= 19, %16.1), Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi genel cerrahi (n= 25, %21.2), enfeksiyon hastalıkları (n= 12, %10.2), kulak burun boğaz (n= 11, %9.3), acil servis (n= 10, %8.5), iç hastalıkları (n= 9, %7.6) ve diğer kliniklerden gönderilmiştir. Apse (n= 26, %22), batın içi apsesi (n= 29, %24), doku biyopsisi (n= 20, %16.9), periodontal cep/subgingival biyofilm örneği (n= 19, %16.1), kan (n= 7) ve beyin omurilik sıvısı (n= 1), plevra (n= 8) ve periton (n= 4) sıvısı gibi steril vücut sıvılarından üretilen ve tekrar etmeyen 118 Prevotella izolatı çalışmaya dahil edildi. Gaz karışımı; %85 azot, %10 karbondioksit ve %5 hidrojen olacak şekilde anaerop ortam sağlayıcı olarak anaerop kavanoz (GENbox, bioMerieux, Fransa), anaerop poşet (GENbag Anaerobic, bioMerieux, Fransa) ve anaerop kabin (Bactron-I, Shell Lab, ABD) kullanıldı. Önceden -80°C’de saklanmış izolatlar, duyarlılık testi öncesinde koyun kanı, K vitamini (1 μg/ml) ve hemin (5 μg/ml) ile zenginleştirilmiş Brucella agara ekilerek anaerop koşullarda üretildi.
Bakterilerin Tanımlanması
Tanımlama amacıyla kullanılan kanamisin (1000 µg), kolistin (10 µg) ve vankomisin (5 µg) disklerine dirençli, safraya duyarlı, hareketsiz, katalaz aktivitesi bulunmayan zorunlu anaerop gram-negatif basiller Prevotella olarak değerlendirildi[6].
İzolatların tür düzeyinde tanımlanması Vitek MS (bioMerieux, Fransa) ile ve 16S rRNA gen bölgesine yönelik dizi analizi yapılarak gerçekleştirildi[7],[8].
MALDI-TOF MS ile Tanımlama
Bakteri kültüründen birer koloni MALDI-TOF MS plağı üzerine yayıldıktan sonra üzerine 1 µl matriks çözeltisi (2,5-dihidroksibenzoik asit ve a-siyano-4-hidroksisinnamik asit) damlatılarak kurumaya bırakıldı. Daha sonra metal plak cihaz içine yerleştirilerek lazer atışlarına maruz bırakıldı. Elde edilen kütle spektrumları sistemin V3.0 bilgi veri tabanındaki spektrumlarla karşılaştırılarak bakteri tanımlandı. Sistemin kalibrasyonu ve bakterilerin tanımlanma kontrolü için ATCC Escherichia coli 8739 suşu kullanıldı.
16S rRNA Geni Dizi Analizi ile Tanımlama
Quick-gDNA™ MiniPrep kiti (Zymo Research, ABD) kullanılarak elde edilen bakteri DNA’sından polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) ile, evrensel primerler; 8UA (5’-AGA GTT TGA TCC TGG CTC AG-3’) ve 907B (5’-CCG TCA ATT CMT TTA GTT T-3’) kullanılarak 16S rRNA gen bölgesi amplifiye edildi[9]. Dizi analizi yapılan amplikonlar (Triogene, İstanbul) NCBI-Blast ile incelendi.
Antimikrobiyal Duyarlılık Testi
İzolatların antimikrobiyal ilaçlara duyarlılıkları anaerop bakterilere uyarlanmış gradiyent test (E-test; bioMerieux, Fransa) yöntemi ile belirlendi[5]. Antimikrobiyallerin seçimi CLSI ve “European Committee on Antimicrobial Susceptibility Testing (EUCAST)” önerileri dikkate alınarak yapıldı[4],[10]. Ampisilin, ampisilin-sulbaktam, piperasilin-tazobaktam, sefoksitin, meropenem, imipenem, tetrasiklin, tigesiklin, eritromisin, klindamisin, moksifloksasin ve metronidazol antimikrobiyal ilaçları ile çalışıldı. Brucella agarda 48-72 saat inkübasyonu sonrası elde edilen taze kültüründen, Brucella sıvı besiyeri içinde McFarland 1 bulanıklığında bakteri süspansiyonu hazırlandı. Bu süspansiyondan K vitamini, hemin ve koyun kanı (%5) ile zenginleştirilmiş Brucella agara eküvyonla tüm plak yüzeyini kaplayacak şekilde inokülasyon yapıldı. Antimikrobiyal gradiyent test şeritleri plaklara uygulandıktan sonra anaerop ortamda, 37°C’de 48 saat inkübe edilmiş ardından üremenin olmadığı en düşük antimikrobiyal konsantrasyonu minimum inhibitör konsantrasyonu (MİK) olarak kabul edildi. Kontrol olarak Bacteroides fragilis ATCC 25285 izolatı kullanıldı.
Tüm izolatların antimikrobiyal ilaçlara duyarlılık durumları hem CLSI hem de EUCAST dokümanlarına göre değerlendirildi[4],[10]. Test sonuçları öncelikle EUCAST önerilerine göre değerlendirildi, bu rehberde yer almayan antimikrobiyal duyarlılık sonuçları ise CLSI önerilerine göre değerlendirildi. Her iki dokümanda da sınır değerleri verilmeyen eritromisin için MİK aralığı ve MİK50 ve MİK90 değerleri hesaplandı. Tigesiklin için ise FDA tarafından önerilen sınır değerleri (duyarlı= ≤ 2 mg/L, dirençli= ≥ 8 mg/L) temel alındı.
BULGULAR
Çalışmamızda Vitek MS (bioMerieux, Fransa) ile 12 farklı Prevotella türü %99.9 kesinlikte tanımlanmıştır. İzolatlar içinde iki tür; Prevotella bivia (n= 21, %17.8) ve Prevotella nigrescens (n= 21, %17.8) en fazla sayıda bulunmuş, bunu sırasıyla Prevotella buccae (n= 19, %16.1), Prevotella denticola n= 14, %11.9), Prevotella intermedia (n= 13, %11), Prevotella melaninogenica (n= 11, %9.3), Prevotella oris (n= 6, %5.1), Prevotella disiens (n= 5, %4.2), Prevotella baroniae (n= 4, %3.4) ve birer izolat ile Prevotella buccalis, Prevotella oralis ve Prevotella veroralis izlemiştir. Bir izolatın ise türü tanımlanamamıştır.
MALDI-TOF MS ile tanımlanamayan bir izolat 16S rRNA gen dizilemesi ile %99 oranıyla Prevotella histicola (GenBank erişim No: NR_113105.1) izolatı ile benzer bulunmuştur. Diğer izolatlar ise hem MALDI-TOF MS ile hem de 16S rRNA gen dizi analizi ile aynı tanıyı almıştır. Tanımlanan izolatların izole edildikleri klinik örnek tipine göre dağılımı (Tablo 1)’de verilmiştir.
İzolatların tamamı piperasilin-tazobaktam, sefoksitin, imipenem, meropenem, ve tigesikline duyarlı bulunmuştur. Bir izolat ampisilin-sulbaktama orta düzeyde direnç, 2 izolat ise metronidazole direnç göstermiştir. Diğer antimikrobiyal ilaçlardan ampisilin, klindamisin, tetrasiklin ve moksifloksasine ise sırasıyla %57.6, %36.4, %18 ve %16.3 oranında direnç saptanmıştır. Çalışmaya alınan tüm antimikrobiyal ilaçlara duyarlı olanların oranı %16.1 iken, izolatların %83.9’u en az bir antimikrobiyale dirençli veya orta dirençli bulunmuştur. Prevotella türlerinin 12 antimikrobiyale duyarlılık profilleri, antimikrobiyal ilaçların MİK sınır değerleri, MİK50 ve MİK90 verileri (Tablo 2)’de gösterilmiştir.
Ampisilin, klindamisin, tetrasiklin ve moksifloksasine direncin türlere göre dağılımı irdelendiğinde, türler arasında farklılıklar gözlenmiştir (Tablo 3). Ampisiline en yüksek oranda direnç %82 oranı ile P.denticola’da izlenirken, tetrasiklin ve moksifloksasine en yüksek direnç sırasıyla, %62 ve %71 oranı ile P.bivia izolatlarında gözlenmiştir. P.buccae klindamisine %53 oranında en yüksek direnci gösterirken, bunu %48 ile P.bivia izlemiştir. Antimikrobiyal direncin yıllara göre değişimi incelendiğinde klindamisin dışındaki tüm antimikrobiyal ilaçlara karşı direncin 3 yıl öncesine göre artış gösterdiği saptanmıştır (Şekil 1).
TARTIŞMA
Bu çalışmada, 2014-2017 yıllarını kapsayan dört yıllık zaman diliminde Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine başvuran hastalardan izole edilen Prevotella izolatlarının antimikrobiyal ilaçlara duyarlılıkları araştırılmıştır. Duyarlılık testi olarak, FDA tarafından önerilen, anaerop bakteriyolojiye uyarlanmış, laboratuvarda uygulanması kolay, güvenilir sonuçlar veren gradiyent testi seçilmiştir[5]. Çalışmamızın sonucunda 13 farklı Prevotella türü tanımlanmış izolatlarda farklı antimikrobiyal duyarlılık profilinin sergilendiği görülmüştür. Antimikrobiyal ilaçlara direnç profili irdelendiğinde izolatların ampisilin, klindamisin, tetrasiklin ve moksifloksasine yüksek oranda direnç gösterdikleri, hatta %11’inin üç veya daha fazla grup antimikrobiyal ilaca dirençli olduğu saptanmıştır.
Dünya ve ülkemiz literatüründe Prevotella izolatları ile yapılmış sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu çalışmalar belirli merkezlerde az sayıda Prevotella izolatının da dahil edildiği, o merkeze ait anaerop bakteri duyarlılık çalışmalarıdır. Prevotella izolatları için sonuçların genellikle tür düzeyinde ayrım yapılmaksızın değerlendirildiği görülmektedir[12],[13]. Son yıllarda ülkemiz izolatlarının da dahil edildiği, Avrupa ülkelerini kapsayan patojen Prevotella izolatlarının ele alındığı çok merkezli “ESCMID Study Group for Anaerobic Infections (Avrupa Anaerop Çalışma Grubu) (ESGAI)” çalışmasında direnç oranlarının, türlere göre ve tüketilen antimikrobiyal ilaç miktarına bağlı olarak ülkelere göre farklılık gösterdiği saptanmıştır[14]. On üç ülkeden, 19 Prevotella türünden oluşan 508 izolatın yer aldığı bu çalışmada ampisilin (%51.2), klindamisin (%33.7), tetrasiklin (%36.8) ve moksifloksasine (%18.3) yüksek oranda direnç bulunmuştur[14]. Çalışma sonuçlarımız kıyaslandığında bizim izolatlarımızda ampisiline duyarlı olmayanların oranı (%59) daha yüksek bulunmuştur. Penisiline direnç ise çeşitli çalışmalarda farklı oranlardadır; %90’lara varan oranda direnç varlığından söz eden çalışmalar da olmuştur[15]-[17]. Penisilin direncinin önemli bir kısmı, beta-laktamaz aktivitesine bağlanmıştır[13]. Beta-laktamaz aktivitesini saptamak için laboratuvarlarda kullanılan nitrosefin testi ile pigmentli Prevotella izolatlarımızın aktivitesi değerlendirilemediği için çalışılamamıştır. Ancak, ampisiline dirençli izolatlarımızın piperasilin-tazobaktam ve ampisilin-sulbaktama duyarlı (orta dirençli bir izolat hariç) bulunması nedeniyle izolatlarımızdaki ampisilin direncinden beta-laktamaz aktivitesinin sorumlu olduğunu söyleyebiliriz. Ampisilin-sulbaktama orta dirençli bir izolatın ise penisilin bağlayan proteinler veya porinlerle ilgili mekanizmalara bağlı olabileceği varsayılabilir. Benzer şekilde Bahar ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada[18], Prevotella türleri arasında farklılıklar olmakla birlikte penisiline %18 ile %68.4 arasında değişen oranlarda direnç saptanmış ve bu izolatların tamamı, ampisilin-sulbaktama duyarlı bulunmuştur. Bu sonuçlara göre, beta-laktamaz inhibitörlü beta-laktam antimikrobiyal ilaçlarının ampirik tedavide güvenle kullanabileceğini öngörebiliriz.
Ülkemizde Prevotella türlerinin antimikrobiyal ilaçlara duyarlılıklarını araştıran çalışmalar son derece az olup bunlardan en kapsamlısı Bahar ve arkadaşları[18] tarafından 2005 yılında yayımlanmıştır. Bu çalışmada klinik örneklerden izole edilmiş farklı beş türden oluşan 72 Prevotella izolatının benzilpenisilin, ampisilin-sulbaktam, sefoksitin, imipenem, klindamisin ve metronidazole duyarlılıkları gradiyent testiyle (E- test; AB Biodisc, Solna, İsveç) araştırılmıştır. İzolatların tamamı yukarıda belirtildiği gibi ampisilin-sulbaktama, yanı sıra sefoksitin, imipenem ve metronidazole duyarlı bulunmuştur. Klindamisine %5.5 oranında direnç saptanmıştır. Çalışmamızda izolatlarımız arasında genel olarak klindamisine direnç daha yüksek (%36.4) bulunmuştur. Farklı ülkelerde klindamisine artan oranda direnç geliştiği, direnç oranının %33’lere ulaştığı bildirilmiştir. Klindamisine direnç düzeyi, çalışmanın yapıldığı zaman dilimine, ülkelere, organizmaların izole edildiği materyale ve çalışma popülasyonuna göre farklılık göstermektedir[12],[14],[19],[20].
Dünya genelinde Prevotella izolatlarının tetrasiklin duyarlılık profili ile ilgili veriler çok az olmakla birlikte, tüketilen antimikrobiyal ilaç miktarı ile direnç varlığı arasında bağlantıyı ortaya koyan çalışmalar bildirilmiştir. Belçika ve Bulgaristan’da tetrasiklin kullanımının sınırlandırılmasıyla yaklaşık 10 yıl içinde direnç oranında iki misli azalma gerçekleşmiştir[12],[20]. Çalışmamızda tetrasikline direnç, türler arasında belirgin farklılık göstermektedir; P.nigrescens izolatlarının hiçbirinde direnç gözlenmezken, P.bivia izolatlarında en fazla %62 oranında direnç saptanmıştır. Genel olarak, tüm izolatlarımız ele alındığında tetrasikline direnç oranımız %29 oranı ile ESGAI’nın %36.8 oranında izlenen verilerine göre daha düşük bulunmuştur[14].
Avrupa anaerop çalışma grubunun verilerine göre daha düşük etkili bulunan diğer bir antimikrobiyal ilaç ise moksifloksasindir[14]. Moksifloksasin, erişkinlerde gelişen diğer anaeropları da kapsayan çeşitli enfeksiyonları tedavi etmek amacıyla kullanılan geniş spektrumlu bir antimikrobiyaldir. İlk kullanıma başlandığında izolatların tamamı duyarlıyken zaman içinde yüksek oranlarda direnç gelişmiştir[21]. En yüksek direnç oranı %42 ile Yunanistan’dan bildirilmiş ve türler içinde P.bivia %71 oranında en yüksek dirence sahip bulunmuştur[22].
Sonuçlarımıza göre, Prevotella türlerine bağlı enfeksiyonların tedavisinde kullanılabilecek en etkili antimikrobiyal ilaçların imipenem, meropenem, piperasilin-tazobaktam ve tigesiklin olduğu görülmektedir. Ancak karbapenemler, diğer dirençli organizmaların eşlik ettiği ciddi seyirli, polimikrobiyal enfeksiyonların tedavisinde tercih edilmelidir. Çok az oranda tespit edilmekle birlikte, ampisilin-sulbaktam ve metronidazole karşı bulunan direnç, izolatlarımızın duyarlılık paternlerinin periyodik olarak dikkatle izlenmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır. Ampisilin, klindamisin, tetrasiklin ve moksifloksasine direnç oranlarının yüksek olması, bu antimikrobiyal ilaçları, duyarlılık testi yapılmadan enfeksiyonların tedavisinde kullanılmaması gerektiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, izolatlarımızda antimikrobiyal ilaçlara direnç oranı bilinenden daha fazladır ve giderek artış göstermekte olup türler arasında farklı seyretmektedir. Başarılı bir tedavi için mikroorganizmaların tür düzeyinde tanımlanmaları ve antimikrobiyal ilaçlara duyarlılık profilinin belirlenmesi önemlidir.
ÇIKAR ÇATIŞMASI
Yazarlar bu makale ile ilgili herhangi bir çıkar çatışması bildirmemişlerdir.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Prof. Dr. Nurver Ülger Toprak,
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi,
Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı,
Başıbüyük Yerleşkesi, Maltepe, İstanbul, Türkiye.
Tel (Phone): +90 533 450 1489,
E-posta (E-mail): nurverulger@yahoo.com