Okul
Sınıflarının Hava Örneklerinde Küf Mantarlarının Araştırılması ve
Öğrenci Serumlarında Allerjene Özgül IgE Düzeylerinin Karşılaştırılması*
Investigation
of Mold Fungi in Air Samples of Elementary Schools and
Evaluation of Allergen-Specific IgE Levels in Students' Sera
Habibe ÖVET1, Çağrı ERGİN2, İlknur KALELİ2
1 Konya Beyhekim Devlet Hastanesi, Mikrobiyoloji Laboratuvarı, Konya.
1 Konya Beyhekim State Hospital, Microbiology Laboratory, Konya, Turkey.
2 Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Denizli.
2 Pamukkale University Faculty of Medicine, Department of Medical Microbiology, Denizli, Turkey.
* Bu çalışma, Pamukkale Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi tarafından desteklenmiş (Proje no. 2008TPF006) ve XXXIV. Türk Mikrobiyoloji Kongresi (7-11 Kasım 2010, Girne, KKTC)'nde poster olarak sunulmuştur.
ÖZET
Atmosferik mantar sporları, atopik olan bireylerin allerjik reaksiyonlarında önemli rol oynamaktadır. Atopik bireylerin bulunduğu ortamlarda bu sporların monitörizasyonu, antikor taramalarındaki antijen seçimi ve küf kaynaklı hastalıklara karşı önlemlerin alınması için gereklidir. Günümüzde çoğu bireyin, zamanının büyük kısmını binalar içinde geçirdiği göz önüne alındığında, iç ortam havasındaki mantarlara maruziyetin sağlık üzerindeki etkilerinin önemi açıktır. Bu araştırmada ilköğretim okullarının hava örneklerinde küf mantarlarının araştırılması ve en sık saptanan küf mantarına karşı öğrenci serumlarında allerjene özgül IgE ölçümlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada, Denizli il merkezinde, birbirlerinden dağınık olarak bulunan 16 ilköğretim okulunun birinci ve ikinci sınıflarında öğrenim gören 4967 öğrenciye (6-8 yaş) anket formu (MM080) dağıtılmış ve çocuğa ait genel bilgiler, okul ortamı, çocuğun şimdiki, son üç ay içindeki ve geçen yıl içinde geçirdiği allerjik şikayetleri, ev ortamı ve beslenmesiyle ilgili konular sorgulanmıştır. Ankete yanıt oranı %51.6 (2565/4967) olarak gerçekleşmiştir. Anket sonuçlarına göre, allerjik semptomların yüksek oranda görüldüğü 18 sınıftan hava örneği alınmış, örnekleme Mart 2009 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Sınıfların iç ortam havasından 10 farklı cinse ait küf mantarı (Penicillium spp. %46; Aspergillus spp. %18; Cladosporium spp. %17; Alternaria spp. %15; Drechslera spp. %1; Chrysosporium, Fusarium, Conidiobolus ve Cladothecium türleri %0.5; tanımlanamayan %1) izole edilmiştir. En yüksek sıklıkta (%46) saptanan mantarların Penicillium spp. olması nedeniyle, allerjik semptomların yüksek olduğu 18 sınıfta öğrenim gören ve anket formlarına göre atopik olduğu belirlenen 48 öğrenci, total IgE ve Penicillium türlerine özgül IgE araştırılması amacıyla hastaneye çağırılmıştır. Davete yanıt veren 22 öğrenciden alınan serum örneklerinde total IgE (Immulite 2000; Diagnostic Product Corporation, ABD) ve allerjene özgül IgE (Penicillium brevicompactum, Penicillium camemberti, Penicillium chrysogenum, Penicillium commune, Penicillium expansum, Penicillium frequentans, Penicillium glaucum, Penicillium notatum, Penicillium roqueforti ve Penicillium viridicatum) (RIDASCREEN; R-Biopharm AG, Almanya) düzeyleri araştırılmıştır. Çalışılan 22 öğrencinin 9 (%41)'unda total IgE yüksekliği referans aralığının üstünde saptanmış; total IgE düzeyi yüksek olan olgularda P.roquefortii, P.commune ve P.camemberti antikorları yüksek (odds oranı sırasıyla; 5.50, 4.00 ve 3.75) bulunmuştur. Penicillium‘a özgül IgE antikorlarının kişisel ve çevresel faktörlerle etkilenebileceği bağımsız değişken tespit edilmemiştir. Bölgemizde yapılacak olan atopik bireylerin taranması çalışmalarında, küf allerji testlerinde antijen olarak özellikle bu suşların seçilmesine dikkat edilmelidir. Sonuç olarak, allerjik semptomların ortaya çıkmasında küf mantarlarının rolü bilinmekle birlikte, allerjinin oluşum sürecinde ve şiddetinde tek başına belirleyici olmadığının akılda tutulması ve mantarlara bağlı allerjik hastalıkların araştırılmasında çevresel koşulların ve standardize edilmiş yöntemlerin kullanılmasının uygun olacağı düşünülmüştür.
Anahtar sözcükler: Küf mantarı; Penicillium türleri; total IgE; özgül IgE; allerji; okul havası.
ABSTRACT
Atmospheric fungal spores play important role in allergic reactions in atopic individuals. Monitorization of those spores found in the environment of atopic cases is crucial for the choice of the antigens that will be included in allergen screening procedures and precautions to be taken against mold-originated health problems. Since most of the people spend plenty of time indoors in recent years, the effects of exposure to indoor air fungi on human health have gained importance. This study was aimed to investigate the indoor air mold distribution of elementary schools in Denizli province (located in west Anatolia, Turkey) and to compare the allergen-specific IgE levels of children against the most frequently detected mold genus. A questionnaire (MM080) was distributed to the 4967 students (6-8 year-old) attending first and second degrees of 16 different elementary schools with scattered locations in city center. This questionnaire form included the questions related to the general information about the child, school environment, allergic complaints since last year, home environment and nutrition. Response rate to the questionnaire was 51.6% (2565/4967). Air samples were collected from 18 classrooms in March 2009, during which high rates of allergic symptoms were observed according to the questionnaire results. Mold fungi belonging to 10 different genera (Penicillium spp. 46%; Aspergillus spp. 18%; Cladosporium spp. 17%; Alternaria spp. 15%; Drechslera spp. 1%; Chrysosporium, Fusarium, Conidiobolus and Cladothecium species 0.5%; unidentified 1%) were isolated from indoor air of classrooms. Since the most frequently detected mold was Penicillium spp. (46%), the 48 children with atopic symptoms were called to the hospital for the determination of total IgE and Penicillium specific IgE in their sera. Twenty two students accepted the invitation and serum total IgE (Immulite 2000; Diagnostic Product Corporation, USA) and allergen-specific IgE (Penicillium brevicompactum, Penicillium camemberti, Penicillium chrysogenum, Penicillium commune, Penicillium expansum, Penicillium frequentans, Penicillium glaucum, Penicillium notatum, Penicillium roqueforti ve Penicillium viridicatum) (RIDASCREEN; R-Biopharm AG, Germany) levels were determined in those children. Total IgE levels above reference ranges were detected in 41% (9/22) of the screened sera samples. P.roqueforti, P.commune and P.camemberti antibodies were higher (Odds ratio as 5.50, 4.0 and 3.75, respectively) in sera with high total IgE levels. No independent variables were determined between individual and/or environmental factors and Penicillium-specific IgE antibodies. It was concluded that those three strains should be chosen as antigens for mold allergy screening tests which will be performed among atopic cases in our region. In conclusion it should be kept in mind that molds have a possible role in the development of allergic symptoms, however, they are not the sole determining factor in this process. In the investigation of the allergic diseases environmental factors should be considered and standardized methods should be applied.
Key words: Mold fungi; Penicillium species; total IgE; specific IgE; allergy; school air.
Geliş Tarihi (Received): 08.09.2011 • Kabul Ediliş Tarihi (Accepted): 27.12.2011
GİRİŞ
Son yüzyılın önemli sorunlarından biri, güvenli düzeyin üzerine çıkmış olan hava kirliliğinin neden olduğu sağlık problemleri ve tehlikeleridir. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşayan çocuklar, zamanlarının büyük kısmını bina içlerinde geçirmekte, iç ortam havası ile karşı karşıya kalmaktadırlar. Aynı zamanda çocuklar gelişmekte olan fizyolojik yapıları nedeniyle, iç ortam hava özelliklerine ve bunun olumsuz etkilerine erişkinlere göre daha duyarlıdırlar. Özellikle uzun ve soğuk geçen sonbahar ve kış dönemlerinde okul ortamı çocukların gündüz uzun zaman geçirdikleri ortamlardır. Okulların yapısal özelliklerine bağlı olarak havasında küf içeren okul ortamı hem öğrenciler, hem de öğretmenler için önemli sağlık riski oluşturmaktadır. Küf bulunan binalarda yüksek hastalık prevalansı nedeniyle artan sağlık harcamaları, ekonomik sonuçları da etkilemektedir. Solunum yolu hastalıklarının, nem hasarı olan okullarda daha yüksek oranda gözlendiği bildirilmiştir1,2,3.
Penicillium cinsi mantarlar, binalarda ortamın ısı, nem ve yapı özellikleri gibi etkenlere göre farklı tür ve oranlarda dağılım gösterir. Ortamda bulunan allerjenlere duyarlı bireylerde şiddetli allerjik reaksiyon oluşturabilir. Bu allerjik yanıtın ölçüm yöntemlerinden biri serumda özgül antikor varlığının saptanmasıdır. Ticari olarak sağlanabilen Penicillium antijenleri bulunmaktadır, ancak bu antijenlerin hangilerinin test amacıyla seçileceği her bölgenin kendine ait verilerine göre yapılmalıdır.
Bu araştırmada, Denizli şehir merkezinde bulunan 16 ilköğretim okulunun hava örneklerinde Penicillium cinsi küf mantarlarının varlığının araştırılması ve farklı Penicillium türlerine karşı öğrencilerin serumunda saptanan allerjene özgül IgE düzeylerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.
GEREÇ ve YÖNTEM
Araştırma; risk ortamının tanımlanması ve atopik bireylerin saptanması amacıyla anket yapılması, belirlenen bölgelerde iç ortam hava örneklerinde küf mantarlarının dağılımının araştırılması ve özgül antikor yanıtının değerlendirilmesine yönelik olarak üç aşamada yürütüldü. Araştırma öncesinde ilgili idari bölümlerden gerekli izin ve Pamukkale Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulundan izin alındı.
Anket Çalışması
Denizli İl Milli Eğitim Müdürlüğünden alınan bilgilere göre ilköğretim okulları, okul ve nüfus sayısına göre katmanlı sınıflama ile altı yerleşim bölgesine göre gruplandırıldı. Her bir bölgeden nüfus yoğunluğuna göre katmanlı olarak seçilen belirli sayıda okul anket çalışmasına dahil edildi. Anket formları ve veliler için bilgilendirme formları 2009 yılı Ocak ayı içinde 16 ilköğretim okulunda 139 şubede öğrenim gören, birinci ve ikinci sınıflarda okuyan toplam 4967 öğrenciye dağıtıldı. Anket formu olarak Andersson'un4 geliştirdiği MM080 formu kullanıldı. Bu anket formunda; çocuğa ait genel bilgiler, okul ortamı, çocuğun şimdiki, son üç ay içindeki ve geçen yıl içinde geçirdiği allerjik şikayetleri, ev ortamı ve beslenmesiyle ilgili sorular mevcuttur. Anketler çocukların aileleri tarafından dolduruldu ve anket sayısının 20 ve altında kaldığı şubeler değerlendirmeye alınmadı.
İç Ortam Hava Örneklerinin Alınması ve İzole Edilen Küf Mantarlarının Tanımlanması
Anket sonuçlarına göre allerjik semptomların yüksek oranda görüldüğü 16 farklı ilköğretim okulundaki 18 sınıftan hava örneği alındı. Örnekleme yapılacak sınıflarda kapı ve pencereler örneklemeden 20 dakika önce kapatıldı. Hava örnekleme cihazı, sınıfın ortasına, yer döşemesinden 80-100 cm yukarıya yerleştirildi. Pencere ve kapılar, örnekleme boyunca kapalı tutuldu. Hava örneklemesi mart ayı içinde yapıldı. 50 L hava örneği hava örnekleme aleti (Air-Ideal, Bio-Mérieux, Fransa) ile %1 kloramfenikol içeren Sabouraud dekstroz agar (SDA) besiyerine ekildi. Ekim yapılan plaklar 25-27°C'de 10 gün süreyle inkübe edildi. Petri plakları günlük takip edilerek saptanan koloniler alt pasajlar ile patatesli dekstroz agar ve malt ekstrakt agar besiyerlerine aktarıldı. Besiyerlerinde üretilen koloniler farklı ısılarda üreme özellikleri, pigment yapımları ve koloni morfoloji özelliklerine göre incelendi. Mikroskobik olarak mikrokonidya, makrokonidya, hif özellikleri ve sporülasyon yapıları araştırılarak tanımlama yapıldı5. İç ortam hava sıcaklığı ve nemi manuel aletlerle ölçüldü.
Total IgE ve Özgül IgE Testleri
Anket sonuçlarına göre allerjik semptomların yüksek olduğu 18 sınıfta öğrenim gören öğrencilerin anket formları tekrar incelendi ve buna göre saptanan toplam 48 öğrenci, gönüllü onam formu ile bilgilendirilerek ileri incelemeler için Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi kan alma bölümüne çağırıldı. Allerji saptanan öğrencilerden 22 tanesi bu davete yanıt verdi. Bu olgulardan kan örnekleri alınarak serumları ayrıldı ve çalışılıncaya kadar -20°C'de saklandı.
Serum örneklerinde total IgE testi, "Immulite 2000 (Diagnostic Product Corporation, LA, ABD)" cihazında çalışıldı. Penicillium brevicompactum, Penicillium camemberti, Penicillium chrysogenum, Penicillium commune, Penicillium expansum, Penicillium frequentans, Penicillium glaucum, Penicillium notatum, Penicillium roqueforti ve Penicillium viridicatum antijenlerine karşı özgül IgE antikorların varlığı ise, RIDASCREEN (R-Biopharm AG, Almanya) selüloz disk bazlı enzim "allergosorbent test (EAST)" ile araştırıldı.
Verilerin değerlendirilmesi ve istatistiksel analiz için SPSS versiyon 16.0 programında ki-kare, Kruskall-Wallis ve ikili lojistik regresyon analizi testleri kullanıldı.
BULGULAR
Çalışmada, anket formu dağıtılan 4967 öğrencinin 2565 (%51.6)'inden yanıt alınmıştır. Anket sonuçlarına göre, birinci ve ikinci sınıflarda okuyan öğrencilerin bulunduğu 16 farklı ilköğretim okulunun 139 sınıfı arasından, öğrencilerde çevresel kaynaklı allerjenlere bağlı reaksiyonların saptandığı 18 (%12.9) sınıf örnek alımı için ayrılmıştır. Bu sınıfların bulunduğu 16 okul, şehir planı üzerinde dağınık halde bulunmaktadır.
Örnekleme yapılan sınıfların iç ortam havasından 10 farklı cinse ait küf mantarı izole edilmiştir. Küflerin 1858 (%46)'i Penicillium spp., 725 (%18)'i Aspergillus spp., 701 (%17)'i Cladosporium spp., 580 (%15)'i Alternaria spp., 20 (%0.5)'si Chrysosporium spp., 20 (%0.5)'si Fusarium spp., 20 (%0.5)'si Conidiobolus spp., 40 (%1)'ı Drechslera spp., 20 (%0.5)'si Cladothecium spp. ve 40 (%1)'ı tanımlanamayan cins olarak belirlenmiştir. En sık oranda saptanan Penicillium spp. küfleri düşük nem ortamında daha yüksek sıcaklıkta, düşük sıcaklık ortamında ise daha yüksek nem varlığında yoğun olarak izole edilmiştir (Tablo I).
Hava örneklemesi yapılan 18 sınıfta öğrenim gören öğrencilerden 48'inde atopi varlığı saptanmış; ancak bunların 22 (%45.8)'sinden serum örneği alınabilmiştir. Bu örneklerin %41 (9/22)'inde total IgE yüksekliği referans aralığının üstünde saptanmıştır (Tablo II). Total IgE düzeyi yüksek olan serumlarda, P.roqueforti, P.commune ve P.camemberti antikorlarının anlamlı olarak yüksek olduğu belirlenmiştir (p değeri ve odds oranları sırasıyla, 0.18 ve 5.50; 0.18 ve 4.00; 0.16 ve 3.75). Penicillium'a özgül IgE antikorlarının kişisel ve çevresel faktörlerle etkilenebileceği bağımsız değişken tespit edilmemiştir.
TARTIŞMA
Atmosferdeki mantar konsantrasyonu birçok parametreye (mevsimler, aylar, bölgesel farklılıklar, örnekleme alanının tarımsal ve hayvancılık faaliyetleri, kirlilik düzeyi, yağış rejimi, nem ve ısı faktörleri vb.) göre değişkenlik göstermektedir. Aynı zamanda sporların havadaki yoğunluğu günün farklı zamanlarına göre de değişmektedir. Rüzgar, nem, sıcaklık, yağış, rakım ve vejetasyon tipi gibi lokal faktörler de bir bölgenin atmosferinde bulunan mantarların nitelik ve niceliğini etkilemektedir. Bu nedenle solunum havasından yapılan araştırmaların karşılaştırmaları zordur. Literatürde bulunan çok sayıda veri lokal özellikleri yansıtmakta, her araştırmada sorgulanabilen hipotezler farklı olabilmektedir1,2,6. Literatürdeki araştırmalara benzer çevresel fungal maruziyeti ve sonuçlarını sorgulayan çalışmalarda, çoğunlukla ilk basamağı toplum taramaları oluşturmaktadır. Toplumda görülen allerji ve semptomlar üzerinden yapılan taramalarda, hastaların ve atopik bireylerin belirlenmesine yönelik olarak, çeşitli kuruluşlar tarafından önerilen farklı anket formları kullanılmaktadır4,7,8,9,10,11. Sunulan araştırmada ise, 6-8 yaş okul çocuklarında allerjik şikayetler, okul içi ortamının hava kalitesi ve fiziki çevre şartları hakkında sorgulama yapmak için Andersson'un geliştirdiği MM080 anketi kullanılmıştır4. Bu anketin yetişkinler için olan formu (MM040NA), daha önce ülkemizde çevresel mantarların etkisini araştırmak amacıyla kullanılmış ve başarılı sonuçlar alınmıştır12.
Yapılan birçok çalışmada hem bina içi hem de bina dışı mantar konsantrasyonu yaz mevsiminde kış mevsiminden daha yüksek bulunmuştur6. Bu durum solunum havasında fungal sporların araştırılmasında önemli bir parametre oluşturmaktadır. Sunulan araştırmada standardizasyon ve verilerin birbirleriyle karşılaştırılarak değerlendirilebilmesi amacıyla, hava örneklemesi sadece mart ayı içinde yapılmıştır. Farklı mevsimlerde yapılan örneklemenin, küf mantarının cinsi ve oranlarında farklı sonuçlara neden olacağı belirtilmektedir. Anket sonuçlarına göre, allerjik semptomların yüksek oranda görüldüğü sınıflardan hava örneklerinin alınması Mart 2009 tarihinde yapılmıştır. Mart ayı, iç ege iklimi açısından serin bir ay olduğundan binaların kapı ve pencereleri kapalıdır. Bundan dolayı dış ortam küf mantarı kontaminasyonunun en az seviyede olduğu düşünülebilir.
Bina içi ortamlarda mantar maruziyetine bağlı allerjik reaksiyonlar ve mantar metabolitlerinin sağlık üzerine etkileri son zamanlarda artan ilgi odağı olmuştur. Günümüzde kapalı hava mantar konsantrasyonları için resmi standartlar bulunmamaktadır. Ancak, bina içi mantar seviyesinin 150-1000 kob/m3 olması, insanlarda sağlık sorunlarına neden olması için yeterli kabul edilir13. Bizim çalışmamızda da hava örneklerinin alındığı her bir sınıfta üretilen küf mantarları toplamının 140-400 kob/m3 arasında değiştiği bulunmuştur. Bu veriler hava örneği alınan sınıflarda sağlık sorunlarına neden olabilecek seviyede küf mantarı bulunduğunu göstermektedir.
Hava ortamındaki mantar varlığı çalışmaları, ülkemizde özellikle son yıllarda büyük bir artış göstermiştir. Özellikle İstanbul, Edirne, Eskişehir, İzmir, Manisa, Isparta, Afyon, Erzurum, Denizli ve Ankara illerinde hava ortamında mantar varlığını inceleyen çok sayıda çalışma yapılmıştır12,14,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29. İlköğretim okulları iç ortam havasında yapılan çalışmalarda ise, en yüksek oranda izole edilen Penicillium spp. olmuştur15,28. Sunulan araştırmada da, okul içi hava ortamlarında en sık olarak Penicillium cinsi mantarlara rastlanmış; izole edilen Penicillium spp. oranı nem ve sıcaklıkla farklılıklar göstermiştir (Tablo I).
Dünya genelinde birçok ülkede havasal mantarlar ile ilgili yapılan çeşitli çalışmalarda, en sık saptanan cinslerin Cladosporium, Penicillium, Alternaria ve Aspergillus olduğu görülmekte ve hava kaynaklı mantarların astım ve allerjik rinit gibi solunum yollarıyla ilişkili allerjik reaksiyonlarda etkili olduğu vurgulanmaktadır30,31,32,33,34,35. Ülkemizde de astımlı hastaların ev florasında yapılan taramalarda, farklı bölgelerde farklı küf mantarlarının allerjiden sorumlu olarak tanımlandığı görülmektedir36. İzmir'de Özkütük ve arkadaşları21, evlerin özellikleri ve küf üremeleriyle ilgili yaptıkları araştırmada, en sık Aspergillus, Penicillium ve Mucor türlerini tespit etmişler; 20 yıldan eski evlerde Aspergillus; havanın nemli ve saksı bitkilerinin çok olduğu evlerde Mucor; kuşların beslendiği ve gözle görünür küf üremesinin olduğu evlerde ise Penicillium türlerinin daha çok saptandığını rapor etmişlerdir.
Duyarlı kişilerde mantarların yol açtığı allerjik hastalıklar önemli bir klinik problemdir. Mantarlara bağlı allerjilerin hem tanısı hem de tedavisi diğer etkenlere bağlı oluşan allerjilerden çok daha zordur. Mantarlar, polenlerde olduğu gibi mevsimsel dağılım göstermez; ayrıca diğer allerjenlerden daha fazla antijenik değişime uğrar. Ayrıca, doğada diğer allerjenlerden daha fazla sayıda ve yaygın olarak bulundukları için, mantar sporlarına maruz kalış, sakınılması neredeyse imkansız olan sürekli bir durumdur37.
Allerjik hastalığı olan birçok kişide (yaklaşık %70) total serum IgE düzeyleri yüksek olmakla beraber, hastaların bir kısmında normal sonuçlar alınmaktadır38. Yaş, genetik yapı, çevresel faktörler ve paraziter hastalıklar gibi etkiler ile total serum IgE düzeylerinin dağılımı, atopik olan ve olmayan kişilerde farklılık gösterebilmekte; dolayısıyla IgE düzeyinin, allerjik hastalık için tanı amaçlı kullanılması güçleşmektedir38. Çalışmamızda, 22 öğrencinin 9 (%41)'unda total IgE düzeyi yüksek bulunmuş; ancak total IgE sonuçları normal olan öğrencilerde de sorgulama formları ile allerjik semptomların varlığı belirlenmiştir. Total IgE düzeyi normal olan çocuklarda aynı zamanda, farklı Penicillium türlerine karşı özgül IgE pozitifliği de saptanmıştır (Tablo II). Bu durum, total IgE düzeyi ile mantara özgül IgE antikor varlığı arasında birliktelik olmadığını göstermektedir. Öğrencilerde özgül IgE pozitifliği en yüksek oranda P.glaucum (19/22, %86) için, en düşük oranda ise P.notatum (2/22, %9) için saptanmıştır (Tablo II). Sonuçlarımız, total IgE düzeyi yüksek olan olgularda P.roqueforti, P.commune ve P.camemberti antikorlarının, toplumdan sırasıyla 5.5, 4 ve 3.75 kat fazla olduğunu göstermekle birlikte, test edilen popülasyon sayısının az olması nedeniyle, daha geniş atopik hasta sayılarıyla yapılacak çalışmalara gereksinim olduğu açıktır. Allerjik semptomları bulunan hastalarda Penicillium'a özgül IgE antikorlarına bakılması ve bu üç türe karşı özgül IgE yanıtının değerlendirilmesinin akılcı bir yaklaşım olabileceği düşünülmüştür.
Hastaların genellikle birden fazla mantar türüne karşı duyarlılık göstermesi ve türler arasında görülen çapraz reaksiyonlar, tanı yöntemi olarak serolojik testlerin kullanımını kısıtlamaktadır. Zira hastaların mantar duyarlılığını saptamak için kullanılan standart immünolojik yöntemler, sadece belirli birkaç mantar türüne karşı IgE varlığını araştırabilmektedir. Allerji taramalarında, in vitro testlerden yararlanılırken, kitlerin içeriğinin seçiminde, çevresel faktörler, iklim şartları, beslenme alışkanlıkları ve bölgede bulunan olası etkenlerin göz önüne alınması, bu testlerden daha etkin bir yararlanım sağlayacaktır.
Bu çalışmanın en önemli kısıtlayıcı faktörleri; anket formlarına yanıtın az olması, sahada kan alınmaması nedeniyle hastaneye çağırılan çocukların ailelerinin hepsinden kan alma işlemi için çağrıya yanıt alınamaması, çok sayıdaki Penicillium türüne rağmen ticari olarak ulaşılabilen allerjen disk sayısının az olması, çalışma alanında birden fazla mantar cinsinin üremesine rağmen verilerin akılcı olarak yorumlanabilmesi için sadece Penicillium türlerine özgül IgE antikorlarının araştırılması, Penicillium türleri arasındaki çapraz reaksiyonlar ve mali kısıtlamalar olarak belirlenmiştir. Çalışmamız, Denizli ilinde MM080 anketi kullanılarak 6-8 yaş okul çocuklarında yapılmış ilk çalışmadır ve gelecekte bölgemizde bu yaş grubunda yapılacak olan çalışmalarda MM080 anketinin kullanılması konusunda temel oluşturması bakımından önem taşımaktadır. Okullardaki öğrencilerin sorgulama formuna göre saptanan allerjik semptomları, küf kaynaklı olabileceği gibi çok farklı nedenlerden de kaynaklanabilir. Sonuç olarak, küf kaynaklı allerji testlerinde P.roqueforti, P.commune ve P.camemberti antijenlerinin seçilmesi gerektiği; mantarlara bağlı allerjik hastalıkların yaygınlığının Türkiye'nin fiziksel, iklim ve yaşam özelliklerine göre farklılıklar gösteren bölgelerinde çalışılması ve diğer çalışmalarla karşılaştırmaların doğru olarak yapılabilmesi için belirli yaş grubu ve standardize edilmiş yöntemlerin kullanılması gerektiği kanısına varılmıştır.
KAYNAKLAR
İletişim (Correspondence):
Uzm. Dr. Habibe Övet,
Konya Beyhekim Devlet Hastanesi,
Mikrobiyoloji Laboratuvarı,
Turgut Özal Caddesi,
Selçuklu, Konya, Türkiye.
Tel (Phone): +90 332 224 3000,
E-posta (E-mail): habibedoganc@gmail.com